Alçak
ülkeler anlamına gelen Netherlands, deniz seviyesine yakın eyaletlerden
oluşmaktadır. Türkçe’de Netherlands yerine kullanılan “Hollanda” kelimesi ise, Holland
adlı eyaletten türemiştir fakat tüm ülkeyi (birleşmiş eyaletleri)temsil
etmektedir. Hollanda hem toprak büyüklüğü, hem de nüfus açısından komşularına
göre küçük kalan bir ülkedir. 18. Yüzyılda, Fransa 19 milyon, İspanya 11
milyon, Büyük Britanya 7 milyonluk bir nüfus oluşturken Hollanda’nin nüfusu ise
2 milyonu geçmemektedir. 2 J. Harreld, Donald, The Dutch
Economy in the Golden Age (16th – 17th Centuries)
Burgonya'nın Valois Hanedanından son dükü (1467-1477) olan I.Charles Burgonya'nın Fransa'dan bağımsız bir krallık olması için uğraşmış ve Fransa Kralı XI. Louis ile siyasi ve askeri mücadele içine girmişti. Bu mücadele kendisinin Lorraine Dükü'nün hizmetinde olan İsviçre paralı askerleri tarafından Nancy savaşında öldürülmesi ve topraklarının parçalanıp bir kısmının Fransa otoritesine geri kalanının da Habsburg İmparatorluğuna bırakılmasıyla sonuçlanmıştır.
Cesur Charles'in
Avusturya Arşidük'ü I.Maximilian'ın kızıyla yaptığı evlilikten dolayı Nancy
Savaşı sonrası Benelux ülkeleri Habsburg hanedanına kaldı. Küçük ve fakir bir
ülke olan Avusturya 15.yüzyılın ikinci yarısından sonra Habsburg hanedanının
politik evlilikleri sayesinde Avrupa'nın her yanında yeni topraklar devraldı.
V.Karl(Şarklen/Charles-Quint) döneminde Habsburg monarşisi en geniş sınırlarına
ulaştı. Charles-Quint tahta çıkarken habsburg monarşisine ait topraklar
üzerinde bir takım düzenlemelere giderek bütün bir benelux bölgesini yine
habsburg egemenliği altında olan İspanya tahtına bağladı. Zaten Şarlken'in kendisi
habsburg imparatoru olmakla beraber öncelikli olarak kastilya, aragon, sicilya
ve napoli krallıklarının birleştirilmesiyle meydana getirilmiş olan İspanya
tahtının kralıydı. 16.
yüzyılın ikinci yarısında yaşanan din savaşları katolik İspanyolların
idaresindeki Hollanda'yı da etkilemiştir ve prostestan gruplar katolik
İspanya’ya karşı ayaklanmıştır. Bunun sebebi II. Philip’in sert tavırları ve
getirdiği vergi yasaları olarak yorumlanabilir, bunun yanında sosyo–kültürel
olarak farklı bir toplum olması da önemli bir etmendir. 1568’de başlayan
ayaklanmalar Utrecth birliğini getirmiştir.4
Sezgin, Çağrı, Hollanda Doğu Hindistan Şirketi, 2013, Denizin Götürdükleri
Utrecth birliği sayesinde Hollandalılar bağımsızlıklarını ilan ettiler ve İspanya'ya karşı verecekleri savaşı finanse edebilmek için ticarete atıldılar. Küçük bir coğrafyada olmasına rağmen, Hollanda Hindistan’daki Portekiz ve İspanyol tekeline son vermeye çalışmış ve dünyadaki ticaret ağlarını güçlendirmişlerdir. Başarılı ticari eğilimleriyle sömürgecilikte önemli bir pay elde etmişlerdir. Asya’da ve Amerika’da kolonileşen Hollanda ticari kapitalizmden oldukça faydalanmıştır ve modern ekonominin temellerini atmıştır. Hollanda’nın sağladığı bu başarı; ticari, ekonomik, sosyo–kültürel ve politik açılardan incelenebilir. 17. yüzyılda Hollanda her şeyin “en sözcüğüyle” tanımlandığı bir ülkeydi: yılda 70.000 resim yapılıyor, 110.000 parça kumaş dokunuyordu, gayri safi millî gelir 200 milyon guldendi. Hollandalılar Avrupa’nın en kentleşmiş toplumuydu ve ülke en yüksek okur-yazar oranına sahipti. 1 North, Micheal, Hollanda’nın Altın Çağında Sanat ve Ticaret, İletişim Yayınları, 2014
Yine de
toprak büyüklüğü ile kıyaslandığında, Hollanda oldukça yoğun bir nüfusa
sahiptir. Bunun sebebi o dönemde yaygın olmayan kentleşme ve kentli
nüfusudur. Aynı şekilde bu kentli nüfusu, ticareti, gemiciliği ve sanatı da
geliştirerek Hollanda’nın refah düzeyini yükseltecektir. Ortaçağ Avrupası’nda
hanedanlık ilişkilerindeki taht yasaları ve zayıflayan feodal düzen merkezi
krallıkları güçlendirmişti, 16. yüzyıl Avrupası’ndaki İspanya buna bir örnek
olarak gösterilebilir. Taht adına yapılan savaşlar, köylüden alınan ağır
vergiler ve katolik kilisesi toplum için kısıtlı bir ortam yaratmaktaydı.
3 Israel, J. I. The Dutch Republic: Its
Rise, Greatness, and Fall 1477–1806 Oxford: Clarendon Press, 1995
Burgonya'nın Valois Hanedanından son dükü (1467-1477) olan I.Charles Burgonya'nın Fransa'dan bağımsız bir krallık olması için uğraşmış ve Fransa Kralı XI. Louis ile siyasi ve askeri mücadele içine girmişti. Bu mücadele kendisinin Lorraine Dükü'nün hizmetinde olan İsviçre paralı askerleri tarafından Nancy savaşında öldürülmesi ve topraklarının parçalanıp bir kısmının Fransa otoritesine geri kalanının da Habsburg İmparatorluğuna bırakılmasıyla sonuçlanmıştır.
![]() | |
V.Charles döneminin sonunda Habsburg Monarşisi/Sarı renkler Habsburgları simgeler |
Utrecth birliği sayesinde Hollandalılar bağımsızlıklarını ilan ettiler ve İspanya'ya karşı verecekleri savaşı finanse edebilmek için ticarete atıldılar. Küçük bir coğrafyada olmasına rağmen, Hollanda Hindistan’daki Portekiz ve İspanyol tekeline son vermeye çalışmış ve dünyadaki ticaret ağlarını güçlendirmişlerdir. Başarılı ticari eğilimleriyle sömürgecilikte önemli bir pay elde etmişlerdir. Asya’da ve Amerika’da kolonileşen Hollanda ticari kapitalizmden oldukça faydalanmıştır ve modern ekonominin temellerini atmıştır. Hollanda’nın sağladığı bu başarı; ticari, ekonomik, sosyo–kültürel ve politik açılardan incelenebilir. 17. yüzyılda Hollanda her şeyin “en sözcüğüyle” tanımlandığı bir ülkeydi: yılda 70.000 resim yapılıyor, 110.000 parça kumaş dokunuyordu, gayri safi millî gelir 200 milyon guldendi. Hollandalılar Avrupa’nın en kentleşmiş toplumuydu ve ülke en yüksek okur-yazar oranına sahipti. 1 North, Micheal, Hollanda’nın Altın Çağında Sanat ve Ticaret, İletişim Yayınları, 2014
Hollandalılar kısa süre içinde güç
kazanmıştır ve özgürlüklerini elde etmiştir. Hollanda’nın sınıf yapısı, kendi
içinde “özel” bir yapı içerir. Aristokrat düzen ve yerel elitlerin gelişimi
Hollanda’da farklı incelenir. Toprak sahipliği soylularda öncelik taşımaz,
bunun yerine ticaretle sanat daha fazla sosyal ve politik güç taşımaktaydı. 1 North, Micheal, Hollanda’nın Altın Çağında Sanat ve Ticaret, İletişim
Yayınları, 2014
Bu da
anakarada barışçıl bir ortamı getirecektir, Hollanda fethederek genişlemek
yerine; ekonomik reformlar yaparak ve ticari kapitalizmi güçlendirerek
ilerlemiştir. Katolik dine karşı çıkış beraberinde reformun getirdiği
özgürlükçü anlayışı; bilimi ve sanatı geliştirmiştir. Bu gelişimin
tetiklenmesinde ülkeye gelen göçler bir neden teşkil etmektedir. Lucassen
ve Penninx’in göç üzerine yaptıkları analizler yapılan göçlerin ekonomik,
politik ve genellikle mezhep kavgası yüzünden olduğunu belirtir.7 De Jong,
Joop, Hollanda’nın Altın Çağı ve Küreselleşme: Tarih ve Miras, Yasalar, 2002
Örnek
vermek gerekirse Decartes hayatının son yirmi yılını Hollanda’da geçirmiştir.
Katolik Kilisesi’nin baskılarından kaçan filozof ve yazarlar kendilerini bu
ortamda geliştirmişlerdir. Anlaşılacağı üzere pek çok bilim adamı Hollanda’ya
göç etmiştir. Bunun sebebi o dönemde protestanlara yapılan baskıdan
kaynaklanır. Aynı şekilde İspanya’dan kovulan Seferad Yahudileri Hollanda’nın
aydın kesimine katkıda bulunmuşlardır.4 Sezgin, Çağrı, Hollanda Doğu
Hindistan Şirketi, 2013, Denizin Götürdükleri
16. Yüzyılın başlarında Lizbon doğudan gelen malların açıldığı ve Avrupa’ya dağıtıldığı bir noktaydı. Bunun sebebi Portekizlilerin yaptıkları keşifler önemli bir rol oynar, özellikle Afrika’da yapılan keşifler neticesinde bulunan yeni ticaret yolları zenginlik ve refah kazandırmıştır. Batı Afrika’nın keşfi ve daha sonra Ümit burnuna yapılan yolculuklar bu devinimi hızlandırmıştır. Vasco de Gama’nın Hindistan’daki baharat ticaretini keşfetmesi de Portekiz’in ihtiyaç duyduğu akışı getirmiştir. Hollanda perspektifinden bakmak gerekirse; 17. yüzyılda Portekiz ve İspanya arasında yaşanan İberya birliği Hollanda’ya ambargo koymuştur. Bunun neticisinde Hollanda kendi ticari rotasını kendi belirlemek zorunda kalmıştır. Yıllardır Portekizlerinin o gizli güzergahını kendileri keşfetmek zorundadırlar. Nitekim Cornelis de Houtman bunu başararak, baharat ticaretinde Portekiz tekelini sonlandırmıştır. 2 J. Harreld, Donald, The Dutch Economy in the Golden Age (16th – 17th Centuries)
16. Yüzyılın başlarında Lizbon doğudan gelen malların açıldığı ve Avrupa’ya dağıtıldığı bir noktaydı. Bunun sebebi Portekizlilerin yaptıkları keşifler önemli bir rol oynar, özellikle Afrika’da yapılan keşifler neticesinde bulunan yeni ticaret yolları zenginlik ve refah kazandırmıştır. Batı Afrika’nın keşfi ve daha sonra Ümit burnuna yapılan yolculuklar bu devinimi hızlandırmıştır. Vasco de Gama’nın Hindistan’daki baharat ticaretini keşfetmesi de Portekiz’in ihtiyaç duyduğu akışı getirmiştir. Hollanda perspektifinden bakmak gerekirse; 17. yüzyılda Portekiz ve İspanya arasında yaşanan İberya birliği Hollanda’ya ambargo koymuştur. Bunun neticisinde Hollanda kendi ticari rotasını kendi belirlemek zorunda kalmıştır. Yıllardır Portekizlerinin o gizli güzergahını kendileri keşfetmek zorundadırlar. Nitekim Cornelis de Houtman bunu başararak, baharat ticaretinde Portekiz tekelini sonlandırmıştır. 2 J. Harreld, Donald, The Dutch Economy in the Golden Age (16th – 17th Centuries)

Bunun sonucunda Batı ve Doğu Hindistan Ticaret Şirketleri kurulmuştur. Filipinlerde Hollanda kolonileri kurularak buradaki ticari faaliyet güçlendirilmiştir. Aynı zamanda Hindistan’da Portekiz’in sahip olduğu Goa, Ceylon adası ele geçirilmiştir. Bunun gibi bir çok ticari merkez Portekizlilerin elinden alınmıştır ve Asya’daki ticari güç Hollandalıların eline geçmiştir. Ticaret Hollanda için yeni bir olgu değildi. 14. yüzyılda Hollandalı tüccarlar Fransa’dan şarap alıp Baltık denizine, oradan tahıl alıp İberya’ya ve Fransa’ya satmaktaydı. Burada Portekizlilerin getirdiği baharatları alıp dönmekteydiler, fakat bahsedildiği üzere seksen yıl savaşları sırasında Portekizin limanını kapaması Hollanda’yı kendi ticaret yolları bulmaya zorlamıştır. Bulduklarında ise, başarı onları kovalayacaktır. 1600’de Amsterdam’a geri dönen filo finansörlerine net % 400 kar bırakarak tam bir başarı sağlar ve Doğu Hindistan Şirketinin temelleri atılır. 1 North, Micheal, Hollanda’nın Altın Çağında Sanat ve Ticaret, İletişim Yayınları, 2014
17.
yüzyılın ortalarında ise Hollanda Avrupa’daki şarap ve tahıl ticaretinde
tartışmasız bir hegemonya kurar. Hollanda’nın bu zenginlik çağında Asya’da
kurulan ticari şirketler ülke gelirini yükseltmekteydi. Ülkede yaşanan bu
ticari güç yönetimi de etkilemişti ve tüccar sınıfı yönetimdeki nüfuzlarını
güçlendirmişti, yaklaşık 10.000 tane tüccar aile oligarşik bir cumhuriyeti
oluşturmaktaydı.3
Israel, J. I. The Dutch Republic: Its Rise, Greatness, and Fall 1477–1806
Oxford: Clarendon Press, 1995
Yoğun kentli nüfusu, ticaret hukuğu geliştirmişti ve beraberinde yeni anlayışlar meydana gelmişti. Ticari anlaşmalar yasalarla korunuyordu ve yapılan gelişmeler sayesinde ticaret daha güvenli hala geliyordu. Örneğin 10 tüccar 1 gemiye ortak olup daha güvenli hisselerle hareket edebiliyorlardı, gemi battığında zarar ağır bir şekilde vurmamış oluyordu, risk azaldıkça alınan kar daha stabil oluyordu. Amsterdam bankası modern finansın ilk temellerini atıyordu. Finansal gelişimin dışında Hollanda hükümeti ekonomik yapılanmayı eski Burgonya
![]() |
Hollanda Donanması |
Hollanda donanması dönemindeki en büyük donanmayı oluşturmaktaydı. Deniz seviyesine çok yakın olduğu için gemiclik önemli bir aktivite olarak rol oynamaktaydı. Önemli teknolojik gelişmelerden biri Hollanda yapımı olan “Fluyt” gemileriydi. Rakiplerinin gemilerine görece olarak yapım maaliyeti daha azdı ve kargo büyüklüğü iki kat genişlemişti. Gemilerdeki görece az mürettebat sayısı da aynı verimliliği göstermekteydi. Bu kadar fazla gemi yapımı için gereken tersaneler büyümüştü. Rüzgar gücüyle çalışan testereler ise gemi yapımını hızlandırmıştır. Bunun sonucu olarak bölgedeki iş kollarında gelişme gerçekleşmişti. 5 Irwin, Douglas Stratejik bir politika olarak Merkantalizm: Doğu Hindistan Ticaretinde İngiliz – Hollanda rekabeti, 1990
Hollandadaki binlerce yer değirmeni ise güçlü bir endüstri kazandırıyordu. Ticarette başarılar devam ediyordu. Hollanda ticarette tekelci bir politika izliyordu, buna örnek olarak Portekizle yaptığı savaşlar örnek verilebilir. Nitekim, iki asır boyunca baharat ticaretini tekeline alan ve Asya ticaretinden karlar sağlayan Doğu Hindistan Şirketi, (diğer adıyla VOC) 1796’daki iflasına kadar Asya’ya 4785 gemi ve 1 milyonun üzerinde Avrupalı göndermiştir. 2,5 milyon tondan fazla Asya malından kar sağlamıştır.6 Harold Creusen, Arjan Lejour The contribution of trade policy to the openness of the Dutch economy, November, 2009
Kurulduğu yıllarda Amsterdam’da modern ticaret prensiplerine göre çalışan ilk borsayı açan VOC dünyanın ilk hisse senetlerini bastırmıştır. Doğu Hindistan Şirketi, Portekizin gücünü atmakla kalmamıştı aynı zamanda Japonya’da ticari üstünlüğü eline almıştı. Asya’da Doğu Hindistan Şirketi Filipinlerde, Endenozya’da gelişmiş ve ticari ağını güçlendirmişti. Aynı şekilde Kuzey Amerika’da kurulan “New Netherlands” (İleride Büyük Britanya’ya satılır) ve Brezilya’da kurulan koloniler akan ticari gelişimden nemalanmak içindir. Özellikle “Üç Rotalı Ticaret” olarak bilinen yapılanmadan, Hollanda da yararlanmıştır. Afrika’dan getirilen köleler Amerika’ya satılır ve şeker tarlarında çalıştıralan köleler Avrupa’da talep edilen şeker ihtiyacını karşılar. Bu sebeple Hollanda, Batı Hindistan Şirketi’nin etkisiyle Guyana’da, Suriname’de ve Şili’de çeşitli koloniler kurmuştur. Bazı bölgeler Portekizlilerden işgal edilmiştir, Karayiplerde ve çeşitli bölgelerde kısa süreli bir otorite kurulmuştur. Asyadaki zaferin aksine, Batı Hindistan Şirketi Amerika’da istenilen başarıyı elde edememiştir onlarca masraf boşa gitmiştir. Hollanda’nın Brazilya macerası olumlu sonuçlanmamıştır ve Portekizlerden aldıkları 1654 yenilgisiyle ağır bir darbe aldılar. 5 Irwin, Douglas Stratejik bir politika olarak Merkantalizm: Doğu Hindistan Ticaretinde İngiliz – Hollanda rekabeti, 1990
![]() |
Hollanda Doğu Hindistan Ticaret Şirketine ait bir ticaret gemisi |
Afrika’daki en önemli yerleşimlerden biri Cape Town’du, doğu ticareti için mutlaka uğranması bir yer olan Cape Town, Ümit burnunda yer alır. İngilizler ele geçirinceye kadar Hollanda’nın hakimiyeti altında kalmıştır. İngilizlerin 17. yüzyılda uyguladıkları gemicilik kanunu merkantalist ilerleme için bir hamleydi ve Hollanda’yla olan ilişkileri kesmekteydi. Bu kanunla Hollanda’nın açık pazardaki hacmi azalmıştır. 18. yüzyıla doğru İngiliz emperyalizmi daha fazla güç kazanmaya başlar, bu gelişim yavaşça gerçekleşir. Hollanda’nın bakış açısından bakmak gerekirse, Fransa ve İngiltere’nin karşı politikaları ve uyguladıkları ambargolar etkili olabilir. Aynı zamanda Napolyon dönemi de Hollanda’ya büyük zararlarda bulunmuştur. İlerleme dönemine bakılırsa, Hollanda, 15-17. yüzyılları arasında uzun süren bir altın çağ yaşamıştır ve sömürgecilikte istikrarlı bir şekilde gücünü korumuştur. Toprağın ve altının değerinin, yerine geçen hisse senetlerini ve ticaretin aldığı bir dönemi Hollandalı tüccarlar gerçekleştirmiştir ve batı emperyalizmini diğer toplumlarda uygulamışlardır.
Kaynakça
1 North, Micheal, Hollanda’nın Altın Çağında Sanat ve Ticaret, İletişim Yayınları, 2014
2. J. Harreld, Donald, The Dutch Economy in the Golden Age (16th – 17th Centuries)
3. Israel, J. I. The Dutch Republic: Its Rise, Greatness, and Fall 1477–1806 Oxford: Clarendon Press, 1995
4. Sezgin, Çağrı, Hollanda Doğu Hindistan Şirketi, 2013, Denizin Götürdükleri
5. Irwin, Douglas Stratejik bir politika olarak Merkantalizm: Doğu Hindistan Ticaretinde İngiliz – Hollanda rekabeti, 1990
6. Harold Creusen, Arjan Lejour The contribution of trade policy to the openness of the Dutch economy, November, 2009
7. De Jong, Joop, Hollanda’nın Altın Çağı ve Küreselleşme: Tarih ve Miras, Yasalar, 2002
0 yorum:
Yorum Gönder